YENİ KÜRESEL VİZYON VE TÜRKİYE

İbrahim ERDOĞAN / Pekin

16 Nisan'daki referandum sonrası alışılmış yoğun programına geri dönen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni küresel strateji hamlesiyle birbirinden önemli kritik ziyaretlerde bulunuyor. Bu ziyaretler ise Trump görüşmesi öncesi büyük öneme sahip. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çin ve ABD ziyaretlerini takip eden Haber7 Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Erdoğan, atılan global stratejik hamleyi ve Çin ziyaretini kaleme aldı.

İşte İbrahim Erdoğan'ın o yazısı;

16 Nisan referandumu, 

kabul edilen Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi

Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hiç vakit kaybetmeden başlattığı Global stratejik hamle.

Referandumun hemen sonrasında hem içeride hem de dışarıda Erdoğan, alışılmış yoğun programına geri döndü.

Kongre kararı alınan Ak Parti'de Erdoğan yeniden genel başkanlığa geliyor. 21 Mayıs’ta yapılacak kurultayla Erdoğan, hem partisine geri dönüyor hem de yeni bir kadro ve yeni vizyonla 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar olan sürede , büyük bir hizmet ve gönül atağı başlatıyor.

İçeride durum böyle.

Peki ya dışarıda…

360 dereceli dış politika diye adlandırılan perspektifle Cumhurbaşkanı Erdoğan eski ritmine geri döndü. 

Bir ay içinde dünyanın önemli güç merkezlerine yaptığı ve yapacağı ziyaretlerle yeni dış politika hamlesi başlattı.

Hindistan’dan Rusya’ya, Pekin’den Washington’a, ay sonuna doğru da Brüksel’de NATO zirvesine  katılarak, adeta bir dünya turu yapacak.

Ziyaretlerin her ayağında çok önemli görüşmeler, anlaşmalar ve bölgesel meselelere çözüm çabaları var.

Hindistan ve Rusya ayağında temasların ana gündemi ekonomik ilişkiler ve Suriye konusuydu. 2 trilyon dolarlık ekonomisiyle dünyanın 7. Büyük ekonomisi olan Hindistan ile daha geçen hafta çok önemli anlaşmalar imzalandı. 1.3 milyar nüfusuyla dünyanın yazılım devi Hindistan, atılan imzalar ve devlet Başkan'ları düzeyinde mutabık kalınan perspektife göre Hindistan Türkiye'yi önemli bir ekonomik ortak olarak görüyor. Nitekim önümüzdeki günlerde Hindistan ülkemize iadei ziyarette bulunacak ve ilişkiler bambaşka bir ivme kazanacak. 

Asya'ya açılma politikamızın en önemli ayakları Rusya ve Çin.. Geçen hafta sonu gerçekleşen Rusya ziyareti, uçak krizinin ardından Türkiye- Rusya ilişkilerinde normalleşme sürecini bir anlamda taçlandırdı. Zaten ziyaretin temel hedefi de tam normalleşme idi. Putin- Erdoğan ortak açıklamasında normalleşmeninde ötesine geçildiği ve tam mutabakat sağlandığı anlaşıldı.

Suriye konusu Rusya'da ki ikinci önemli başlıktı. Suriye'de "çatışmadan arındırılmış 4 bölge" konusunda mutabık kalınması da önemli bir aşamaydı. 

Referandumun ardından artık iç siyasette işler rayına oturdu, Erdoğan'ın önümüzde ki 2 yıllık süreçte dış politikaya ağırlık vereceği çok aşikar. 

Bu dış politika atağının 3 önemli başlığı var.

1- Ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi

2- Suriye ve Irak sorunlarının çözülmesi

3- Teröre karşı işbirliği

Görünen o ki Hindistan ve Çin ziyaretlerinde ekonomik işbirliği başlıkları öne çıkarken, Amerika ve Brüksel temaslarında teröre karşı birlikte mücadele ve Suriye-Irak sorunlarının çözümüne yönelik temaslar olacak.

Nitekim "yeni küresel vizyon" Pekin'de çiziliyor.

Dünyanın yeni yol haritasının tartışıldığı "Kuşak ve Yol Forumu"nu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın heyetiyle birlikte Pekin'de takip ediyoruz. 

Bu zirveyi,  Yeni İpek yolu olarakta tanımlanan "Tek yol Tek Kuşak"projesinin , bir anlamda lansmanı olarak değerlendirebiliriz. 

Forumun, küresel sistemin , siyasi ve ekonomik boyutlarına ilişkin yeni bir vizyon çizdiğini de belirtmekte fayda var. 

Pekin'de takip ettiğimiz " Tek Yol Tek Kuşak" insiyatifine 100'den fazla ülke ve uluslararası kurum katıldı. Forumda ki en önemli gündem başlıkları, finansal entegrasyon, uluslararası işbirlikleri, ekonomik koridorların etkin kullanımı ve küreselleşmeye yeni bir boyut kazandıracak adımların atılması oldu. Bugün ve yarın yapılacak oturumlarla tamamlanacak Pekin buluşmasında, altyapı, ticaret, üretim ve enerji alanlarında 20'den fazla eylem planı açıklanması bekleniyor. Tüm bu alanlarda Türkiye, stratejik açıdan çok önemli bir yerde duruyor. O nedenle Türkiye için en kritik ülke denebilir..

Yarın yapılacak liderler zirvesinden de bir ortak niyet belgesi çıkması büyük ihtimal. 

Zirvenin ortak dili ise, adil, etkin ve dengeli küresel yönetişimin konuşuluyor olması. 

Hindistan, Rusya ve şimdi de Çin. 

Dünyanın bu önemli güç merkezlerine ara vermeksizin yapılan bu önemli ziyaretlerle Türkiye, Asya'da ki ayağını daha da güçlendirmiş oluyor. 

Erdoğan'ın başlattığı ve başarıyla devam eden bu yoğun gezi planı bir başka gerçeği de bize gösteriyor. 

Özellikle Çin'in Ortadoğu da daha aktif rol almak için yaptığı tüm çabaların altında Türkiye'nin yakından bildiği, eski ticaret yollarının yeniden aktifleştirilmesi yatıyor.  Eski ticaret yollarının yeniden canlandırılması Türkiye'nin etkin çabalarıyla mümkün. Türkiye'nin aktif rolü olamadan Çin'in bunu hayata geçirmesi mümkün değil. Yani Çin'in Türkiye'ye , Türkiye'nin de Çin'e ihtiyacı var.  Bir anlamda Türkiye, Bölgemizde yeniden aktif rol almaya başlayan bu dünya devinin planları Dışında kalmadığını göstermesi açısından bu ikili ve çoklu temasların altın değerinde kıymeti var.  

Bu nedenle  Çin ziyareti , bu gezilerin en önemli ayağını oluşturuyor. 

16 mayıs Salı günü Washington'da ki kritik Trump görüşmesine gitmeden önce Erdoğan'ın elinde hem güçlü bir Çin kartı hem de gerçekçi bir dış politikayla ülke çıkarlarının gereğini yapmanın rahatlığı olacak. 

Çin'in ardından Amerika'ya yapılacak olan seyahat, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli dış gezilerinden biri olacak..  Erdoğan- Trump zirvesinde , hem bölgenin kaderinin Nasıl şekilleneceği hem de hangi koşullarda ilerleme sağlanacağı bir anlamda netleşebilir. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve heyetiyle birlikte Çin temaslarının ardından Washington'a geçerek bu çok kritik zirveyi de yakından takip edeceğiz. 

[email protected]