




HERKES İÇİN DOĞA
Modern uygarlığı kurmak için insanlar nehirlere barajlar kurdu, yağmur ormanlarını kesti, bataklıkları kuruttu, milyonlarca hayvanı katletti. Vahşi hayat yerine sosyal ve doğal dünyayı harmanlamaktan uzak, ekolojiye saygı duymayan geniş cam, çelik ve beton imparatorluklar kurdular. "Kalkınma" adına modernite, biyoçeşitlilik, hayvanat bahçesi kafeslerinde ve donmuş DNA tüplerinde hayatta kalmaya çalışırken yaban otlakları birkaç koruma alanına indirgedi. Doğayı hakimiyet altına alma maceramız -"Kalkınmamız"-otobanlarla, gökdelenlerle, fast food mekanlarıyla, büyük AVM’lerle otomobil galerileriyle ölçülüyor.
İnsanlar büyümemenin ilerlemek anlamına geldiğini düşünüyor, oysa gerçek tam tersi. Bizde üç doğasever arkadaş olarak, para umurumda değil şiarıyla bizim asıl derdimiz bir iz bırakmak ve bunu bu şekilde yapabileceğimizi biliyoruz bilinciyle, her zaman daha iyisini yapmak için bir fırsat var olduğunu ve doğayı yok etmektense, insanlara doğayla iç içe bir yaşam sunacağımızı düşünerek bir doğa yürüyüşü düzenledik.
Ve adeta Doğa hoş geldin diyen kollarıyla uzanır bize ve onun kadınsı güzelliğinden haz almaya çağırır bizi; ama biz onun sükunetinden ürker, kalabalık kentlere akın ederiz ve orda tıpkı vahşi bir kurdun önünden kaçışan koyunlar gibi birbirimizi sıkıştırarak yaşarız. Oysa doğa insanı sonuna kadar bağrına basar.
Bizde yürüyüşümüze Hakkari merkez'den başlayarak Merzan’dan Durankaya Beldesine ve oradan birbirinden güzel doğa harikalarıyla bezenmiş Bağlarbaşı (sergêli)köyündeki, insanlara adeta görsel şölen izleten ağlayan kayalar ve ardından gelen o muhteşem dar boğazdan üzümcüye kadar doğayı adeta iliklerimize kadar yaşayarak güzel bir yürüyüş düzenledik.
Metin KESKİN /Halkın Sesi Gazetesi
Haber Yazılımı: CM Bilişim