




Hakkari Yöresindeki Zanaat ve Zanaatçılarına Bir Bakış
Başlarken
Sevgili dostlar,
Kıymetli hemşehrilerim,
Her şeyden önce “Hakkâri Objektif Haber” yayın kuruluşunun bir üyesi olmaktan büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. Bu yazı serüveni boyunca “Hakkâri kültür, sanat ve turizmini” farklı boyutlarıyla ele alma gayreti içerisinde olacağım. Rahmetli babam Kore Gazisi Hacı Mehmet Ali Buğrul’un; “Hakkâri’ye gel. Biraz da bizim sorunlarımızla ilgilen” vasiyetini ve Hakkâri halkına olan vefa borcumu yerine getirme en büyük arzumdur. Evvela geleneksel el sanatları noktasında büyük emek veren zanaatkârlarımız ve el sanatları koleksiyonlarıyla memleketimin kültürünü sanatını sonraki kuşaklara taşıma gayreti içerisinde olan hemşehrilerm için birkaç kelam edeyim.
Hakkâri merkezin yanı sıra Çukurca, Şemdinli, Yüksekova ve Derecik ilçelerinde az sayıda da olsa yöreye ait geleneksel el sanatları koleksiyonuna sahip kişileri tespit ettik. Bunlardan bazılarının aramızda ayrıldığını üzülerek ifade edeyim. Hizmetlerinden dolayı şükran borçluyuz. Rahmetle anıyoruz.
Fot.1: Halil İbrahimoğlu (vefat etmiş) ve ailesi
Fot.:2: Ahmet Aşkan vefat etmiş)
Bize koleksiyonu ile ilgili gerekli çalışma izni veren Kazım Sağan’a (Şemdinli) ve Hüseyin Karay ailesine (Yüksekova) teşekkür ederim. Hakkâri yöresinde el sanatları koleksiyonuna sahip olup da ulaşmadığım vardır. Haberdar olmadığımız koleksiyon sahiplerinin bize ulaşması durumunda onları da ziyaret etmenin gayreti içerisinde olacağım. Böylece kültür ve sanata olan katkılarını bir şekilde paylaşma fırsatı bulabilirim.
Hakkâri’de Zanaat ve Zanaatçılar
Fot. 3: Çukurca ilçesinde ahşap malzeme ile sigara ağızlığının yapılışından bir görüntü
Zanaat, insanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim, beceri ve ustalık gerektiren iş, sınaat”; zanaatçı ise belli bir zanaatla uğraşan, bir zanaatı meslek edinen emekçi, zanaatkâr” şeklinde açıklanmaktadır. Hakkâri’de zanaat en yaygın olarak lif (yün) malzemeden elde edilen dokuma ve örgü işlerinde görülür. Deri ve taş malzemeye dayalı üretim de sosyal yaşamada duyulan ihtiyaç nispetindedir. Zap vadisi, Çukurca ve Şemdinli ormanlık olmasına rağmen Hakkâri genelinde ahşap malzemeye dayalı zanaat neredeyse yok gibidir. Toprak eserlere rastlanmakla birlikte geçmişte Hakkâri yöresinde toprak malzemeden bir üretimin olup olmadığı bilgisine sahip değiliz. Metal eserlerin ise çevre illerden veya ülkelerden temin edildiği görülmektedir. Hakkâri yöresinde zanaatın ne zaman başladığı hususunda belirli bir tarih belirtmek zordur. Ancak Hakkâri’nin Çavuşlu (Erdanis) köyündeki tarihi bir mezarlıkta görülen taş malzemeye sahip ağırşaklar dikkate alındığında dokuma ve örgü işlerini 3500 yıl öncesine kadar tarihlendirmek mümkündür.
Fot. 4: Çukurca, Üzümlü köyünde yöresel elbise dikiminden bir görüntü
Zanaatın Sürdürülmesinde Görevler ve Sorumluklar
El sanatlarının devam edebilmesi için öncellikle onları üretecek zanaatkârlara ihtiyaç vardır. Zanaatkâr olmak kolay bir iş değil. Her şeyden önce zanaatkarın rekabetçi bir potansiyele sahip olması gerekir, aksi taktirde sanatını sürdüremez. Bunun için de zanaatkârın yerelliği ve orijinalliği korumak suretiyle farklı zevk ve talepler için yeniliğe açık olmalıdırlar. Bu bağlamda zanaatkâr bununla bağlantılı eğitimleri alarak ve tasarımcılarla çalışarak kendisini geliştirmelidir. Bununla birlikte, zanaatkârın:
. Piyasa talebine ve tüketicilerin yeni gereksinimlerine göre üretimi yapabilmek için yeterli sayıda farklı eğitimlerden geçmesi,
. Ulusal ve bölgesel kurslar aracılığıyla çeşitli halk sanatları ve el sanatları konusunda eğitim vb. faaliyetlerin içerisinde olması,
. Yeterli organizasyon kapasitesine sahip olması,
. Farkı beklentiler ve bakışlar için yerli ya da yerli olmayan zanaatkârlarla işbirliği yapması,
. Zanaatı ile bağlantılı teknolojiler hakkında bilgi sahibi olması,
. Sivil dernek ve zanaatkârlara bağlılık gösteren özel kuruluşlarla irtibatlı olması,
. Daha iyi bir konuma gelebilmek için uygulanmış ve tecrübe edinmiş yapısal değişikliklerin olumlu yönlerinden, kanıtlanmış eğitim mekanizmalarından yararlanması gerekir
Fot. 5: Çukurca ilçesi Üzümlü köyünde kilim dokuma işinden bir görüntü
Maddi kazancı ön planda almayan ve zor şartlarda çalışan zanaatkârların bir toplum için üstlendikleri bu zorlu görevlerinden dolayı onları onurlandırma görevi de topluma, hükümetlere ve özel kuruluşlara düşer. Zanaatkârı maddi ve manevi olarak güçlü kılacak vasıtalardan biri de “Zanaatkâr Kimliği”dir. Bu kimlikle üretimi artırabilecek ve yaşam şartlarını iyileştirebilecek belirli güvencelere sahip olabilmelidir. Bu bağlamda bu kimlikle protokollerde yer alma, toplu taşıma araçlarından yararlanma, farklı kredilerden ve vergi muafiyetlerinden yararlanma gibi haklara ve sosyal statüye sahip olmasıyla motivasyonu artacak ve işini geliştirebilecektir.
Hakkâri’deki resmi kuruluşlardan aldığım bilgiye göre Halk Eğitim Müdürlüklerince verilen el sanatları kursları neticesinde 6000 civarında sertifikalı kursiyer ve 200 civarında da eğitmen vardır. Bu rakamlar dikkate alındığında üretim için en büyük ihtiyaç olan insan gücünün (zanaatçının) yeterli olduğu görülmektedir. El sanatlarından dokuma ve örgü işlerinde çok önemli bir yere sahip yörenin koyun yetiştiriciliğini de dikkate aldığımızda malzeme ihtiyacını karşılayacak bir kaynağa da sahiptir. Hindistan ve Çin gibi birçok dünya devleti el sanatlarına dayalı istihdam %10-15’leri bulurken Hakkâri yöresinde neredeyse hiç rastlanmamasının sebeplerini ortaya koymanın zamanı gelmiştir. Bu alanda verilen devlet desteklerinin doğru projelerle yürütülmediği bir gerçektir. Bu bağlamda projelerin sürdürülebilir yönlerine iyi bakmak gerekir.
Hâsılı kelam, yüzlerce sertifikalı zanaatkârın bir köşeye çekilmesi sadece Hakkâri yöresi için değil aynı zamanda ülkemiz için çok büyük bir insan gücü ve ekonomik kayıptır. Bunu aşmanın yolu da zanaatkârın kendi alanında kendisini iyi yetiştirmesi, kendi değerinin farkına varması ve toplum olarak, hükümetler olarak kültürel miras taşıyıcısı insanlarımıza gereken maddi ve manevi desteğin verilmesinden geçer.
Yazar, Doç. Dr. Hasan BUĞRUL
Haber Yazılımı: CM Bilişim